Diyarbakır Escort, Escort Diyarbakır Bayan, Escort Diyarbakır

Terör örgütü üyesi olmak ile suçlandığını, ancak bu örgütte konumun ne olduğunu, örgütün nasıl oluştuğunu, örgüt üyeleri arasındaki iş birliği, hiyerarşik yapının.

Terör örgütü üyesi olmak ile suçlandığını, ancak bu örgütte konumun ne olduğunu, örgütün nasıl oluştuğunu, örgüt üyeleri arasındaki iş birliği, hiyerarşik yapının açıklanmadığını, örgüt yapısının dahi belli olmadığı bir örgüte üyelikten yargılanmasının mümkün olmadığını, şu anda yargılaması yapılan dava ile ilgili olarak 470 üzerinde klasör olduğunun söylenildiğini, bu kadar evrakın arasında kendisini suçladıkları üyelik konusunda üç yerde isminin geçtiğini, bunlardan ikisini Tuncay GÜNEY ve Ümit SAYIN'in söylediğini, aynı suçlama ile beraber getirildiği Kemal GÜRÜZ ile daha önce hiç yüz yüze gelmediğini, Tuncer KILINÇ ile geçen sene bir düğünde karşılaştıklarını, bu konuyu da konuştuklarını, sonrada aynı örgütün üyeliği ile suçlandıklarını, İlhan SELÇUK'u tanıdığını ancak 20 yıldır görmediğini, Doğu PERİNÇEK'i tanıdığını, 1999 yılında birlikte Haymana Cezaevinde bulunduklarını, Doğu PERİNÇEK'İ sevdiğini ancak hiçbir fikriyatının uyuşmadığını, kendisine C.Savcılarının üye olduğuna dair doküman var dediklerini ve gösterdiklerini, kendisinin iradesi dışında yazılmış dokümanlar ile nasıl itham edileceğini, Doğu PERİNÇEK'e hain diye söylediğinin söylendiğini, sonra bu kişinin örgütüne üye olduğunun söylendiğini, Veli KÜÇÜK'ü tanımadığını, örgüte üye olduğu konusunda hiçbir delilin olmadığını, amacın kendisini susturmak olduğunu, 1993-1998 yılları arasında Fransa'da kaldığını, hakkında hapis cezası olduğunu bildiği halde 29 Ekim 1998 yılında Türkiye'ye döndüğünü, kendisini PKK ile irtibatlandırmaya çalıştıklarını, Abdullah ÖCALAN Türkiye'ye getirilince kendisinin de Fransa'dan döndüğünün söylendiğini, bu konuda gizli tanık beyanından söz edildiğini, oysa ki Abdullah ÖCALAN 19 Şubat 1999 yılında yakalanıp, Türkiye'ye getirildiğini, bu iddianın da mesnetinin olmadığını, Abdullah ÖCALAN'la iki kez görüştüğünü, bir üniversite öğretim üyesi olarak gittiğini ve görüştüğünü, bu konuda da yargılanmadığını, görüşmesindeki amacın bu ülkeye savaş açmış kişilerin ne istediklerini öğrenmek olduğunu, Türk halkının kendisine karşı savaşan kişilerin amaçlarını öğrenmek hakkı olduğunu, kendisinin hiçbir dönemde PKK üyeliğinden yargılanmadığını, kitapları dolayısıyla yargılandığını, 2000 yılında şartlı erteleme yasasından yararlanarak cezaevinden çıktığını, kendisinin hiçbir hukuk dışı davranışının olmadığını, Kemalist olmadığının söylendiğini, söyleyenlerin ise Kemalizme düşman olanlar olduğunu, kendisinin tarihin gerçeklerini kaleme aldığını, Sivas Kongresinde manda kabul edilmemiş denilemeyeceğini, bunun bir gerçek olduğunu, Kurtuluş Savaşında diğer komutanları da ön plana çıkardığını, bunun Kemal Paşa'yı geri tepmek olmadığını, sonuç olarak kendisinin hiçbir terör örgütü ile ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.

In case you have virtually any issues relating to where along with the way to make use of escort diyarbakıR, it is possible to e mail us from the web-site. Kendisinin konuyu özel olarak araştırdığını, bu tespitlerine göre; Tarık Ümit’in son kez Divan pastanesinde görüldüğünü, orada yemek yerken, ertesi gün Düzce’ye gideceği için 3 kutu çikolata aldığını, o sırada, ertesi gün bayram olduğundan dolayı çikolata almaya gelen müşterek aile dostları, Baha Şen’in Tarık Ümit’i orada görüp konuştuğunu, onların konuştuğu sırada Tarık Ümit’in tanıdığı iki beyin daha geldiği ve dörtlü grup olarak sohbete devam ettiklerini, otururken Baha Şen’le Tarık Ümit’in karşı karşıya diğer beylerinde onların yanına oturduğu, Baha Şen’in karşısında oturan beyi teşhis edebilirim dediğini, soruşturmayı yapan başçavuşunda Baha Şen’i dinlediğini, Baha Şen’in anlatımına göre Tarık Ümit ile yeni gelen beylerden birinin ağızlarını kapatarak fiskos yaptıklarını ama ne konuştuklarını anlıyamadığını, ancak Tarık Ümit’in "O niye gelmedi" diye sorduğunu, diğerinin de "O evde bekliyor" dediğini duyduğunu, jandarmanın tespitlerine ve bilahare bu konuda Mit’in de bir raporu olduğu tespitlerine göre; Tarık Ümit’in ertesi gün bayram sabahı Düzceye gitmek niyetindeyken, Divan Pastanesine geldikten sonra, cep telefonuyla arandığını ve orada kararını değiştirip, Adapazarındaki kızına ve Düzcedeki annesine telefon ederek bayrama gelemiyeceğini bildirdiğini, Tarık Ümit’i cep telefonundan son arayan telefonun Avşar Kederoğluna ait olduğunu, Başçavuş Ahmet’in sorgulaması sonucu Avşar Kederoğlunun telefonunun özel harekatta görevli polis memuru Ziya’da olduğunu söylediğini, Başçavuş Ahmet’in o sıralar kendisine ben meseleyi çözdüm, sonuna kadar geldim, ancak rapor hazırlamam lazım, bu da (15) gün alır dediğini, sonra birgün Ahmet Başçavuştan soruşturmanın bittiğini öğrendiğini, özel araştırmaları sonucunda; Ahmet Başçavuşun anılan iki polis memurunu Ataköy tarafında bulup sorgulamasından sonra Ankaradan İbrahim Şahin kendisini arıyarak benim memurlarımı sıkıştırma, çok fazla üzerlerine gitme, ne soracaksan sor, sonra da bırak; aslında senin onları sorgulamaya yetkin yok dediğini, Ahmet Başçavuşunda ona; "benim listem de senin de adın var, seni çağırıp ifadeni alacağım" dediğini, ancak ertesi gün bir yerlerden geldiğini sandığı bir emirle Ahmet Başçavuş’un bu işi bıraktığını,

Mack Hildebrand

9 Blog mga post

Mga komento