Dokümanın (1) den (3) e kadar numaralandırılmış sayfalarında "Sevgili Hocam" ibaresi ile başlayıp, "Neylan" ibaresi ile biten mektup tarzında yazılmış ve 28 Şubat 2000 tarihli bilgisayar çıktısı dokümanın; Neylan isimli şahıs tarafından Yalçın KÜÇÜK'e hitaben yazıldığı anlaşılan mektup olduğu, Neylan'ın yaptığı işler hakkında bilgiler verdiği, (2) ile numaralandırılmış sayfada, Doğu Bey'e yazdığı mektubu ulaştırdığını ve Doğu'nun "Hiç merak etmesin, istediği şeyi yapmaya çalışacağım, ama Onun Adına Hiçbir Tehlike Yok. Bu savaşın açıktan yapılıyor olması tehlikeyi azaltıyor. Bizim birlik görüşümüz bir konsept olarak kabul edildi. Demir el "gönüllü birlik" sözleriyle bu konsepti uygulamaya koyuyor neredeyse. Yakında bunun kampanyası başlatılacak. Diyarbakır Operasyonu ise kuvvetlerin isteği doğrultusunda yapıldı, onlara "çözüm Avrupa'da değil bizdedir" mesajını iletme amacını güdüyor... Elli yıllık denge sallanıyor saptamınız çok doğru... Türk ordusu Çin ve Rusyayı müttefik olarak sayıyor. Hizbullah operasyonu 'nda bile Putin etkisi var, bu operasyon ABD dengeleri bozdu çünkü. Mit çözümlemelerinde ise Atasagun bu açıklamaları M. Eymür zorlamasıyla yaptı, daha çok Eymür 'e yüklenmek gerek" dediğini,
1993 Temmuz ayından bu yana Kaçakcılık İstihbarat ve Harekat daire Başkanı olarak görev yaptığını, bu süre içerisinde tabii olarak kaçıkcılıkla mücadele ettiğini, araştırma konusuyla ilgili olarak sadece Tarık Ümit’i tanıdığını ve onunla temasları olduğunu, bu nu da Afyonun eroine dönüştürülmesinde kullanılan 150 ton asetik asit anhedid yakalanmıştır onunla ilgili bilgi getirdiğinde tanıştığını ve 3-4 kez yüzyüze bir okadar da telefonla teması olduğunu, ilk defa zamanın Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın odasında görüştüğünü ve Ankara ve İstanbul Emniyet Müdürlüklerine güvenmediği için asetit asit anhedid ile ilgili olarak Türkiye’ye giriş yollarını hangi vasıtalardan geldiği hususunda bilgi verdiği, ne zaman mal sevkiyatı yapılacağı hususunda bilgi vereceğini söyleyerek ayrıldıklarını, daha sonra mal sevkiyatında bilgi verdiğini ve bunun üzerine değişik partilerde 5 ton, 30 ton ve 30 tonluk partiler halinde asetik asit anhedid yakaladıklarını, 15 ton malın 7,5 ton eroine eşdeğer olduğunu bu miktarı Türkiye’de bir ailenin yapması mümkün olmadığından değişik ailelerin bu işe girdiğini, Dünyada yakalanan asetik asit anhedid’in % 90’nın Türkiye’de yakalandığını, bunun gelişmiş Avrupa ülkelerinde imal edildiğini, Türkiyenin ülke olarak asetit asit anhedid’in imalinin kontrol altına alınması için 1994’den bu yana Birleşmiş Milletler nezdinde çalıştığını, 1995 yılındaki sözleşmeye rağmen Avrupa’nın asetik asit anhedidin kontrol altında satışına rıza göstermediğini, eroin’in bitmesi için asetit asit anhedid’in mutlaka kontrol altına alınması gerektiği, çeşitli sebeplerle de Avrupanın bu asit’i kontrol’e yanaşmadığını, sınırlama yapılırsa Çin’in piyasaya hakim olacağını ve Avrupa’da kimya sanayinin zarar göreceğini söylediklerini,
1981 yılında Abdullah ÇATLI ile MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram ABBAS’ın buluştuğunu ve kendisinin bunu çok anlamlı bulduğunu, çünkü Türkiye’nin 12 Eylül’e bir istikrarsızlaştırma operasyonu ile getirildiğini, 12 Eylül günü CIA Ortadoğu İstasyon Şefi Paul HENZE’nin Amerika’ya, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarımızı kastederek "Our boys have done" (bizin oğlanlar bu işi becerdi) şeklinde mesaj çekmesinin 12 Eylül’ün tamamen Amerikan Devleti tarafından planlandığını gösterdiğini, 12 Eylül öncesindeki olaylarda CIA ve Amerikan faaliyetlerini aramak gerektiğini ve bunda Abdullah ÇATLI’nın özel bir rolünün gözüktüğünü, Hiram ABBAS ve Mehmet EYMÜR’ün CIA’nın MİT içindeki elemanları olduklarını, ÇATLI ve arkadaşlarının Amerika’ya götürülerek CIA’de eğitimden geçirildiklerini, ÇATLI’nın İsviçre Bostadelle Cezaevinden eroin kaçakçılığından mahkum olduğu ve infazı bitmediği halde CIA tarafından çıkarıldığı, ÇATLI ekibinin 1981’den sonra doğrudan doğruya Amerika’nın kontrolü altına girdiklerini ve buna bağlı olarak da Tansu ÇİLLER ve Özer ÇİLLER ile irtibatlandıklarını, kendilerinin buna Çiller Özel Örgütü dediklerini, bu örgütün; birinci olarak Amerika Birleşik Devletlerinin bir yeraltı faaliyeti olarak gördükleri Azerbaycan Darbesi olayına giriştiğini, halbuki Haydar Aliyev’i devirmekte Türkiye’nin hiçbir çıkarı bulunmadığını, o zamanki Başbakan Tansu ÇİLLER’in bu darbe faaliyeti içinde yer aldığını ve bunun da ÇATLI’larla Tansu ÇİLLER arasındaki bağlantının kanıtlarından olduğunu,
If you adored this information and you would like to receive additional info regarding daha fazla bilgi almak için kindly check out the web page.
Hilton Slama
15 Blog posts